Hoşgörünün ve barışın sembolü olarak görülen Mevlana kimdir ve eserleri nelerdir gibi sorular daima sorulmaktadır. Yüzyıllardan bu yana hoşgörünün öncüsü olan Mevlana Celaleddin Rumi, din bilginidir.
Gerçek ismi Muhammed Celaleddin olan din bilgininin ismine eklenen Mevlana, efendimiz anlamına gelmektedir.
Mevlana Hayatı
Mevlana’ya Rumi’nin eklenmesinin nedeni de geçmiş zamanlarda Diyarı Rum olan Konya’da uzun süre ikamet etmesidir. Birçok kişi tarafından Mevlana hayatı merak edilmektedir.
Hayatının çok uzun bir kısmını Konya’da geçirmiştir ve kendi isminde yapılan Mevlana Türbesi de buradadır.
1207 yılında Afganistan’a bağlı olan Belh şehrinde doğan Mevlana Celaleddin Rumi, Anadolu’da en çok bilinen evliyalardan biri olan Şems – i Tebrizi ile yakın bir dostluk kurmuştur.
Mevlana Celaleddin Rumi’nin annesi Belh Emiri olan Rükneddin’in kızı Mümine Hatundur.
Mevlana Celaleddin Rumi’nin babası ile Belh şehrinin ileri gelen bilginlerinden biri olan ve bilginlerin sultanı unvanını kazanmış olan Hüseyin Hatibi oğlu Bahaeddin Veleddir.
Babası olan Sultanü – l Ulema Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşan Moğol istilası nedenleri ile Belh şehrini terk etmek zorunda kalmıştır.
Nişabura giden Mevlana Celaleddin Rumi ve ailesi, burada Mutasavvıf olan Ferüddün Attar ile karşılaşmıştır. Mevlana eserleri ile dikkatleri çekmiştir. Birbirinden farklı eserlerinin tamamında bir nasihat vardır. Yaşı küçük olmasına rağmen mutasavvıfın ilgisini çeken Mevlana Celaleddin Rumi, 15 Kasım 1244 yılında Şems – i Tebrizi ile karşılaşmıştır.
Güzel fikirli ve yüce gönüllü olan Mevlana, bir soru manası ile Şems – i Tebrizi ile karşılaşmıştır.
Mevlana Celaleddin Rumi’ye sormuş olduğu soru için aldığı cevabı çok beğenen Şems – i Tebrizi, Mevlana Celaleddin Rumi’yi çok sevmiştir. Mevlana Celaleddin Rumi için bir dönüm noktası olan Şems – i Tebrizi, Mevlana Celaleddin Rumi’nin bugünkü ününü kazanmasında yardımcı olmuştur.
Mevlana Celaleddin Rumi Ölümü
Birbirinden ayrı asla düşülemeyen Mevlana ve Şems – i Tebrizi, birer hoşgörü timsalidir. Ancak bu beraberlikleri çok uzun sürmemiş ve Şems – i Tebrizi vefat etmiştir.
Bu terk edilişin ardından içine kapanan ve inzivaya çekilen Mevlana, başka âlimler ile tanışarak arkadaşlık ve dostluk kurmaya başlamıştır.
Malatya’da 7 yıl yaşayan Mevlana Celaleddin Rumi, 1222 yılında Karaman’a gelmiştir. 1225 yılında Gevher Hatun ile Karaman’da evlenen Mevlana Celaleddin Rumi, Alaeddin Çelebi ve Sultan Veled isimlerinde iki çocuk sahibi olmuştur.
Birkaç yıl sonra Alaeddin Keykubat Mevlana Celaleddin Rumi ve ailesini Konya’ya davet etmiştir.
Mevlana Celaleddin Rumi’nin babası olan Bahaeddin Veled vefat etmiş ve Selçuklu sarayında gül bahçesine defnedilmiştir. Bu ölüm sonrasında talebeler ve müridler Mevlana Celaleddin Rumi’nin etrafında toplanmıştır.
Yıllar sonra eşi Gevher Hatun’u kaybeden Mevlana Celaleddin Rumi, bir çocuğu olan dul Kerra Hatun ile ikinci evliliğini yapmıştır. İkinci evliliğinden Muzaffereddin ve Emir Alim Çelebi isimlerinde iki oğlu ile Melike Hatun ismini verdiği bir kızı olmuştur.
Anadolu bu dönemlerde Selçuklu egemenliği altında idi. Konya ise bu devletin baş şehirlerinden biridir. Bu nedenle Konya’ya taşınan Mevlana Celaleddin Rumi, 3 Mayıs 1228 tarihinde müthiş bir tören ile karşılanmıştır.
Altunapa Medresesi’nde ikamet etmeye başlayan Mevlana, 17 Aralık 1273 tarihinde vefat etmiştir. Tüm yaşamını ‘’ Hamdım, piştim ve yandım. ‘’ sözleri ile özetleyen Mevlana Celaleddin Rumi’nin ölüm günü yeniden doğuş olarak adlandırılır.
Mevlana Celaleddin Rumi Eserleri Nelerdir?
Mesnevi: Klasik Doğu Edebiyatı’nda bir şiir türünün adı olan Mesnevi içerisinde küçük manzum öyküler ile beraber dini öğütler vardır.
Divan – ı Kebir: Sanat gücünü ortaya koymuş olan kaside, gazel ve rubailerden oluşmaktadır.
Fihi Mafih: Dini sohbetler yer alır.
Mektubat: Dönemin ileri gelenlerine nasihatler içerir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder